In English!

Van Yöresine Özgü Bitkiler

Van Yöresi Doğal Süs Bitkileri

VAN FLORASI

 
Yem Bitkileri Kılavuzu

Türkiye'nin Yabancı Otları

Şifali bitkilerle ilgili linkler

Verilen Dersler

Yürütlen Projeler

Dijital Makine Görüntüleri

Scanner Görüntüleri

Materyal Geliştirme Görüntüleri

 

Şifalı Bitkilerilerle Hastalık Tedavisi Deneme Sayfası

 

KALP HASTALIKLARI

Vicudun hayat pompası : KALP

Kalp daha ana karnında başlayan ve ölene kadar devam eden faaliyetiyle bizim için ayrı bir önem taşır. Dakikada 70-100 atışlık bir tempoyla bütün ömrümüz boyunca hiç ara vermeden çalışır. 24 saat içinde vücudumuza pompaladığı kan miktarı 7500-7600 litre kadardır. Her çarpma arasında yarım saniye dinlenir. Her gün ortalama 100.000 kez atar.

Kalbin kesitine bakıldığında iç kanla dolu dört odacık görülür. Kalpte iki tip kan vardır. Oksijeni bol temiz kan ve oksijeni az kirli kan. Kalbe bağlı olan damarlar en geniş damarlardır. Bunlar da ha sonra ufak damarlara ayrılırlar ve içlerindeki kanla birlikte dolaşım sistemini oluştururlar. Dolaşım sistemi kalbin kontrolü altındadır.

Dolaşım sistemi insan vücudunun her bir hücresine besin ve kan ulaştırıp, onlardan atıkları alan sistemdir. Kan damarlarının hücrelere ulaşması; kılcal damarlarla olur. Kan, kılcal damarların dar çeperleri arasından geçerek hücrelere besin taşır. Aynı anda hücredeki atıklar da bu damara geçer. Kandaki artık maddelerin kandan temizlenmemesi halinde ise hücreler kısa sürede ölürler. Kanı sürekli olarak temizlemek; akciğer ve böbreklerin, hareket halinde tutmak ise; kalbin görevidir.

Vücudun en güvenli yerlerinden birine yerleştirilmiştir: Göğüs kafesinin içinde yer alan kalp dışarıdan gelecek darbelere karşı oldukça iyi korunmuştur.

Temiz ve kirli kanın birbirine karışmasına engel olur: Bir doku kalbimizin altını bir duvar gibi iki karıncığa böler. Sol ve sağ kulakçıktan oluşan üst iki bölüm dolum odacıklandrr. Kendilerine gelen kanı alttaki karıncıklara yollarlar. Karıncıkların çeperleri kulakçıklara oranla daha kaslıdır. Bunun nedeni, daha güçlü pompalama yapmak zorunda oluşlarıdır. Sert bir bölmeyle ikiye ayrılan kalp, bu sayede kirli ve temiz kanın karışmasına engel olur. Eğer bu bölme olmasaydı, kirli kanla temiz kan karışacak ve yaşanan kuvvetli nefes darlığı ölüm ile noktalanacaktır. Kalp, kan basıncını organlara zarar vermeyecek şekilde ayarlar: Kalbimiz tek bir pompa değil yanyana iki pompa gibidir. Her pompanın kendi kulakçığı ve karıncığı vardır. Bu bölünme aynı zamanda dolaşım sistemimizi de ikiye ayırır. Kalbin sağ tarafı, kanı nispeten düşük bir basınçla akciğerlere yollar. Sol taraf ise kanı yüksek bir basınçla tüm vücuda pompalar. Eğer karaciğere giden kan, vücuda yayılan kan kadar basınçla verilmiş olsaydı, akciğerler basınca dayanamayarak parçalanırdı. Bu basınç farkının nedeni; kalbin, kanı vücudun bütün organlarına ulaştırmak görevini yüklenmiş olmasıdır. Böyle bir basınç olmasaydı vücudun en ucundaki kaslarımız oksijensiz kaldığı için yürümemiz hatta ayakta durmamız bile mümkün olmazdı. Kanın kulakçıktan, karıncığa geçirilmesi için fazla kuvvet harcanmaz. Çünkü kulakçıktaki kaslar incedir, yani daha az enerji harcar. Vücudun her yerine kan göndereceği için sol karıncığın kas yapısı daha kalındır. Akciğere kan gönderecek karıncık ise, mesafe kısa olduğundan, en çok tasarruf ilkesine uyarak daha az kalınlıktaki kas liflerinden oluşmuştur.

Vücudun ihtiyaç duyduğu, birçok maddenin organlara iletilmesini sağlar: Kalpten gelen temiz kan, aort yoluyla dokulara yollanır ve bütün hücrelere ulaşan kılcal damarlar aracılığıyla oksijeni dokulara bırakır. Kan kılcal damarlardaki bu dolaşım sırasında oksijenden başka içine aldığı hormon, besin ve diğer türden maddeleri de dokulara dağıtır.

Kanın akış yönünü düzenleyen ve son derece uyumlu çalışan kapakçıklara sahiptir: Günlük hayatta kullandığımız pompaların temel özelliği bir valfları olmasıdır. Bu valflar pompalanan maddenin akımının da aynı yönde olmasını sağlar. Kalpte de her odacığın ağzında yeralan ve kanın akım yönünün tersine dönmesini engelleyen kapakçıklar vardır. Kulakçıklarla karıncıklar arasındaki bu kapakçıklar lifsi dokulardan oluşur. Bunlar çok ince kaslar tarafından tutulmaktadır. Bu kaslar, karıncıklar vücuda doğru kanı pompalarken kapakçıkların açılmasını sağlarlar. Bu faaliyet insan yaşadığı sürece bir an bile durmaksızın devam edecektir. Bu kaslardan biri, çalışmaz hale gelse kulakçıklara doğru fazla kanın sızmasına neden olur ki, bu durumda insanı ölüme kadar götüren ağır kalp yetmezliği ortaya çıkar.

Değişen şartlara göre, gerektiği kadar kanı pompalar: Normal kalp dakikada 70 kez atar. Yorucu egzersizler sırasında ise kaslarımız daha çok oksijene ihtiyaç duyar. Bu durumda kalp çalı­ şma temposunu dakikada 180 defaya kadar yükselterek pompaladığı kan miktarını artırır. Akıttığı kanı 4,5 litreden 25 litreye çıkarabilir.

Kontrolümüz dışında ama gerektiği gibi çalışır: Kalbimizin pompalayacağı kan miktarını özel bir sinir sistemi kontrol eder. Bu nedenle bu konuda bizim düşünmemizi gerektiren Özel bir durum yoktur. İster uykuda olalım, ister uyanık olalım sinir sistemimiz pompalanması gereken kan miktarı ve kan pompalanış hızını kendiliğinden ayarlar.

Kendine özel bir elektriksel sistemle çalışır: Kalbi attıran, kalp adalesi dediğimiz kastır. Ve bu kas vücudumuzda bulunan kasların tümünden farklıdır. Vücudumuzdaki adale hücreleri sadece sinir sistemimiz uyanda bulununca kasılırlar. Oysa kalp adalelerinin hücreleri kendi kendilerine kasılırlar. Bu hücrelerde kendi elektriksel akımlarını başlatma ve yayma özelliği vardır. Her bir hücrenin bu yeteneği olmasına karşın hiçbiri birbirinden bağımsız olarak kasılmaz ve kendilerini kontrol eden elektriksel sistemin talimatına aykırı hareket etmez.

 

Kalbi kuvvetlendiren gıdalar

Kalsiyum ve magnezyum ihtiva eden kaplıca sularını içmek kalp hastalarına faydalıdır. Çünkü, bu tür sulan içenlerin bağırsaklarında sabunlaşma olup, bağırsaklardan yağ emilmesi azalmakta ve kalp hastalığını önlemektedir. Yapılan araştırmalar bu tür sulan içenlerde kalp krizinden ölenlerin oranının %25 ve daha az olduğunu ortaya çıkarmıştır. Kaplıca suyu olmayan yerlerde, Kalsiyum ve magnezyum tabletleri suda eritilip içirir. Az yağlı, tuzsuz beyaz peynir yemek, kalp için faydalıdır. Kalsiyum ihtiva eden üzüm, elma yemek, magnezyum içeren incir yemek kalp için faydalıdır. Yunanistan'da yapılan bir araştırmada öğlen uykusunun (Kaylulenin), kalp krizi riskini %30 azalttığı gözlenmiştir. Limon, portakal, nar, turunç, greyfurt yemek kalbe faydalıdır. Reyhan, amber, gül esansları koklamak kalbe faydalıdır. 2/3 oğul otu, 1/3 karabaş otu karışımı çayı kalbe, faydalıdır. Az yağlı inek sütü içmek kalbe kuvvet verir, unutkanlığı giderir. Alıç yemek, marmelatım yemek kalbe kuvvet verir. Kalp hastalan sünnet üzere mideyi doldurmamalıdır. Fazla yemek yerlerse kalp midenin üzerinde olduğu için, kalp sıkışması olur.

KALP DAMAR TIKANIKLIĞI:

2/3 oğul otu, 1/3 karabaş otu,kabuklanyla beraber limon doğranır, ıhlamur gibi kaynatılıp balla tatlandırılarak soğuk olarak günde 3 su bardağı içilmeye devam edilir. Yarım çay bardağı halis zeytinyağına 1 limon sıkılıp günde 3 kere içmeye devam edilir. Deve dikeni ya da diğer diken cinsleri, sinameki ile beraber kaynatılıp balla January 5, 2007 addesindeki sarımsak şurubu içilir.

KALP (valfi) KAPAK ÇIĞIRAHATSIZIĞI;

2/3 oğul otu, 1/3 karabaş otu karışımı ıhlamur gibi kaynatılıp balla tatlandrnlarak normal soğuk günde 3-5 su bardağı içilmeye devam edilir. Stresi yok eden kıymetli bir çaydır. Kalbe fayda veren en iyi bitkisel çaydır. Alıç meyvesi yenmeye devam edilir. Alıç yaprağı ve çiçekleri kaynatılıp balla tatlandırılarak içilmeye devam edilir.
Ayva yenmeye devam edilir. Sarımsak yenmeye devam edilir. Tarçın kaynatılıp balla tatlandırılarak içilmeye devam edilir.

KALP TİTREMESİ , ÇARPINTI

 

2/3 oğul otu, 1/3 karabaş otu kaynatılıp balla tatlandırılarak içilmeye devam edilir. Biberiye kaynatılıp balla tatlandırılarak içilmeye devam edilir. Kedi otu kaynatılıp balla tatlandırılarak içilmeye devam edilir. Yavşan otu kaynatılıp balla tatlandırılarak içilmeye devam edilir.

KALP ROMATİZMASI

Üşütmeden kaynaklanır, kalpte sızı ve ağrı olur. • Oğul otu, kekik karışımı kaynatılıp balla tatlandırılarak günde 3 su bardağı sıcak olarak içilmeye devam edilir. Çörekotu, misvak, kekik, sinameki karışımı kaynatılıp balla tatlandırılarak günde 3 su bardağı içilmeye devam edilir. Karanfil, oğul otu karışımı kaynatılıp içilmeye devam edilir.

TANSİYON

Kalbin atar damarlara pompaladığı kanın basıncına tansiyon denir. Kalp akciğerlerden temiz okijenle temizlenmiş olarak gelen kanı yüksek basınçla atardamarlara sevkeder. Kalbin bu pompalama esanasında yaptığı basınç 120 mm. civa basıncına eşittir. Buna büyük tansiyon denir. Kalp gevşeyince bu basınç 80'e düşer. Buna da küçük tansiyon denilir. Tansiyon rahatsızlıkları hipertansiyon (yüksek tansiyon) ve Hipotansiyon (düşük tansiyon) sek­ inde isimlendirilir. Düşük tansiyon genellikle kadınların adet günlerinde olur. Fazla limon yiyenin kanı incelenenlerde, delibal yiyenlerde de görünür. Güneş çarpması da tansiyonu düşürür. Hiper tansiyon; damarlardaki kan miktarının artması, damar civarına basınç uygulanması ve danar direncinin artarak elastikiyetinin azalması ile ortaya çıkar. Hiper tansiyonun bir sebebi de böbrek rahatsızlıklarıdır. ikinci sebebi, pisikolojiktir, yani stresdir. Üçüncü sebebi ise damara basınç uygulanmasıdır.

Belirtileri: Baş dönmesi, sersemlik, sendeleme, ense ağrısı, yorgunluk, burun kanaması, sinirlilik, sanki kafada bir ton yük taşıyormuş gibi basınç.

Bitkilerle Tedavi

Tansiyonun en iyi ilacı incir yemektir. Düşüğü çıkarır, yükseği indirir. Yani dengeler. Hergün düzenli olarak 200 gr. incir yenmelidir. Düşük tansiyonu tuzlu ayran içmek düzene sokar Potasyum içeren incir, üzüm,kavun, karpuz tansiyona faydalıdır. Tansiyonu regüle eder. Mümkünse zeytin ağacında yetişen 2/3 ökse otu, 1/3 zeytin yaprağı ve kekik karışımı kaynatılıp balla tatlandırılarak günde 3 su bardağı içilmeye devam edilir. Sarımsak yenmeye devam edilir. Sarımsak şurubu ve sarımsak hapı yutulur. Limonata içilir, limon yenmeye devam edilir. Kanın akışkanlığı arttırılır. Kolesterolü arttıran gıdalardan uzak durulur, kolesterol, tansiyonu da etkiler. Civan perçemi, az pelin otu karışımı içilmeye deyam edilir. Turunç, greyfurt tansiyonu düşürür. Eğer böbreğiniz rahatsız ise böbreğinizin rahatsızlığını tedavi edin. Böbrek tedavi olmazsa tansiyonunuz düşse bile tekrar çıkar. (Böbrek hastalıklarına bak) Eğer tansiyonunuzun stresle ilişkisi varsa, yani sinirli birisi iseniz.2/3 oğul otu, 1/3 karabaş otu karışımı kaynatılıp balla tatlandırılarak günde 3 su bardağı içiniz. Eğer midenizde safra birikintisi varsa, midenizi komple yıkatın, göreceksiniz çok rahat edecek­siniz. Kan aldırmak ve Hacamat yaptırmak tansiyon için faydalıdır.

 

 

 

A  B  C  D  E  F  G  H  K   L M  N  O  P  Q  R  S  T  U  W  V  X  Y  Z

http://biyolojiegitim.yyu.edu.tr
son güncelleme: 05.01.07
Görüşleriniz : Nasip DEMİRKUŞ, Mesut GÜL
Biyoloji Eğitimi Anabilimdalı web sitesi hakkında